Aslında bu konunun üzerine iki şekilde gidebilirsiniz. Birincisi, bu bir siyasal katılımdır ve demokratik bir yönetim içerisinde bu durum gayet olumlu karşılanabilir diyebilirsiniz. İnsanlar örgütler oluşturmak ve bu örgütler üzerinden siyaset yapmakta serbesttirler ve bu durum yeri geldiğinde faydalıdır da cümlesini kurabilirsiniz. Bizce de durum eğer özgürlükçü siyasette bir araya gelmekse, 95 milyon üye değişik deneyimler yaratabilirler. Türkiye’de bunun çok çok uzağındayız ancak, özgürlükler için bir araya gelmiş milyonlarca üyesi olan bir parti liberal siyasete nasıl katkı yapardı dememiz bizi farklı ufuklarda dolaştırabilir. Ben bu durumun liberallik meselesinde biraz şüpheyle yaklaşırdım. Çünkü özgürlüklere zarar vermese bile kolektivizmin böyle ortamlarda gelişmesi ve zararlarını etrafa yayması olasıdır. Liberal düşüncelerle yola çıkılır ama süreçte kolektivize edilmiş bir siyaset doğru evrilinebilir.
Burada bahsetmek istediğim noktalardan biri tabi Çin Komünist Partisi’nin 95 milyon üye -veya daha fazlası- üzerinden siyasetine güç katmaya çabalaması. Bu durumun basit bir “organizasyonel kalabalıktan” öte ve farklı olduğunu düşünüyorum. Çin otoriter ve yer yer totaliter eğilimler olan kolektivist bir ülke. Buradaki üye sayısı özgür siyasetin çoğulculuğunun yansıması değil, kolektivizmin kimliksizleştirmeye çalıştığı insanların sayısal çokluğudur. Bu siyaseti Çin Komünist Partisinin ne kadar sevdiğini söylemek yanlış olmaz.
Siyaseti başkalarına yasaklayan Çin Komünist Partisinin kendi üye sayısına ise güç kazandırması tek taraflı siyasetlerini ne kadar önemsediklerini gösteriyor. Bu rakamların demokrasilerini ne kadar güçlendirdiğini de bir şekilde anlatmak istediklerinden şüphe yok. Demokrasi eleştirilerinin odak noktalarından bir tanesini büyük üye rakamı siyaseti üzerinden aslında Çin ve Çin Komünist Partisi bize gösteriyor.
Bir yandan da düşünüyorum, acaba liberal özgür değerler Çin üzerinde hakim olsa bu sayıda insan Çin Komünist Partisine üye olmayı veya onun üzerinden siyaset yapmayı ister miydi? Bu rakamların propaganda dünyalarının göstergelerinden olduğunu herkes fark edebilir herhalde.
Acaba 95 milyon kişi nasıl farklılıklar yaratıyordur? 95 milyon ayrı siyaset var mıdır? Şöyle de söyleyelim; 95 milyon siyasal özne var mıdır? Buradaki insanları Çin Komünist Partisinin nitelemesi ve tanımlamasının da özgürlükler açısından ne kadar problemli olduğunu görebiliyoruz.
Yeri ve günü gelip Çin özgür bir ülke olduğunda buradaki 95 milyon kişi neler neler anlatmak isteyeceklerdir? Liberalizmin değerini bilin diyebilirler. İçinde nefes bile almanın zor olduğu 95 milyonluk kapalı bir yerde yaşamın güzellik ve sevinç kıvılcımlarından değil, herhalde ağırlaşmış bir havada bir tutam oksijeni ne kadar özlediklerinden bahsedeceklerini tahmin edebiliriz.
Comments