Anlıyorum demek için bakmıyorum karmaşıklığın içine. Sanki daha güzel gelen bir sesi var. Sanki en unuttuğun dünyanın bir resmi. Garipsenmeyecek kadar gerçek. Gerçek diyemeyeceğimiz kadar da yalın. Yakınlaştıkça kendini anlatmaktan daha da vazgeçen. Bir kırılmışlık ve kırgınlık var. Anlatmalı oysa istediği kadar.
Dinliyorum onu. Dinlemem gerektiğini biliyorum. Sonuna kadar dinlemek. Neyi anlatacaksa. Nereye kadar anlatacaksa. O, ben değilim. Onun kendiliği yazanın zayıf karakteri değil. Böyle olursa anlaşılabilir. Anlaşılmayı isteyebilir.
Sakinlik ve barış içinde değil asla. Yalan söylemek doğasında yok. Onun zihninde olmak gerçeklikten uzaklaşmak anlamında ise asla olamaz. Ve ben o değilim. Defalarca bunu söyleyebilirim. Gerçekten değil. Gerçek onun karmaşık zihni içinde de değil. Gerçeklik en sade cümlelerin içinde beyaz bir ışık içinde de beklemiyor. Kimse gerçeğin peşinde değil nasılsa.
Herkesin biraz kendiliği var onun içinde. Herkesin biraz anlatmak istedikleri. Hepimiz susuyoruz birbirimize. Birbirimizi severken uzak görüyoruz. Sevgisizlik basit diyoruz. Sevmek basit diyoruz. Anlıyoruz neden sevdiğimizi. Ama asla anlamak istemiyoruz neden sevdiğimizi.
Yanlış kelimeleri seçebilirsiniz onunla konuşurken. Nasıl olsa bunlar sizin kelimeleriniz. Ve her zaman kendilerini anlatmak isteyen kelimeler. Onun yanlış kelimeleri herkesin bir zaman kullandığı yanlış kelimeler olabilirler mi? Gündüz yavaş yavaş geliyor mu? Issız bir soğuk neden onun gözlerinin içinde parlıyor?
Cesaret ona yanlış kelimeleri söyleyebilmekte. En belirsiz olanı keşfetmekte. En bilinemeyeni keşfetmekte. Doğru veya yanlış derken doğru kelimeleri seçmekte. Onun zihni herkeste ve herkes anlıyor. Herkes anlıyorsa her şey artık karmaşık olmuyor mu? Herkesin anladığı karmaşık olamaz mı?
Herkesin herkesi bilmesi.. Garip gerçekliklerden değil mi? Kararın yanıtı karmaşık yollarda ilerlemekten geçiyor.
Bir gün olsun ve bir gece olsun. Uyansınlar. Hep aniden olsun bunlar. Biten gerçekliklerin soğuttuğu manzaralarda kovalasınlar elde olanları. Bıkkınlık veren bir uzaklara bakma. Bıkkınlık veren bir aynılık. Bıkkınlık veren bir belirsizlik. Ve sadece en gerekli olan kelimeler. Bir zaman olsun yeter.
Şimdi inanma zamanı. Çünkü dakikalar biraz geçti. Şimdi inandıklarını beğenme zamanı. Kimlerin baskıları var orada? Kimler bunları asla bilemedi? Kimlerin bilmesine izin verilmedi? Bu ve benzeri dünyalarda gariplikler hep böyle. Bitmez. Eğer bitmezse karmaşıktır. Tüm kesinliklerin içinde kesinlik yalın ve tektir.
Basit bir karmaşada yol almak sadece bu. Birazdan biter. Birazdan biterler. Ve devamlı yenileri başlamak zorunda kalır. Yarın mı yoksa daha ötesinde mi? Yoksa tarif edilemeyecek bir zaman mı? Böyle bir şey kaldı mı? Her şeyi bilenlerin dünyalarında. Her şeyin standardı olanların hayatlarında. Bakıp ona mutlu hissetmek var içinde. Zamanın hangi tarifleri? Tek tek ve gerçek tarifleri.
Bunların hepsini bildiğin için devam edeceksin. Birazdan zamanın yeni türleri ortaya çıkabilir. Ve sen bir daha buraya asla gelmeyeceğini bileceksin. Sen kendini bileceksin. Ve tüm dünya bunu kendine yakıştıracak. Sert sözleri yoktur karmaşıklığın. Garip de değil. Basit ve yalın.
תגובות